25 Ocak 2016 Pazartesi

RUHUMLA KONUŞ DOSTUM!




Artık duygu durumumu analiz edemiyorum. Kendimde dondurduklarımın limitleri ile ilgili kaygılarım var. Hayat, bize verdikleri ve aldıkları terazisini dengede tutuyor. Ne güzel değil mi dostum, delirdiğimi zannedip de korkma, bu dengeyi izleyen nötr bir ruhum var artık. Başka biri gibiyim, kendime bile yabancıyım, eğitildim mi, delirdim mi, büyüdüm mü, yaşlandım mı???? Kim bilir, ben bile bilmiyorum ki dostum sen nereden bileceksin de cevap vereceksin. Bir şeyler oldu yani.




Aynı haftada hem hastalık, hem ölüm, hem doğum günü, hem başarı sevinci yaşamak her insanoğlunu bu şaşkınlığa sokar mı dostum??? tabi bu son hafta, son ay, son yılda yaşananların listesini yapmıyorum artık, ruhum oynuyor bu oyunu kendini korumaya almak için beni kullanıyor dostum. Tüm bunlar yaşanırken ruhumu görünce tek bir his duydum, bak büyük harflerle yazıyorum: KORKU.  Sadece seyirci olmuş artık, sadece izliyor ama hayatı her şeyin olabileceği bir tiyatro sahnesi gibi görmek de acı be dostum... Ruhumla bir konuşsan onu azıcık güzelleştirsen olmaz mı be dostum.



Bak ona haber ver, yeni yaşımızı karşıladım.


Bu yaşta neler olacak biliyor musun dostum. Hayat terazinin dengesi bozulmasın diye çok dikkat edecek, ben yine ağaçların şekillerine bakıp mutlu olacağım, hastalıklar devam edecek, ben yine kitaplardaki dünyalara saklanacağım, ölümler tokat gibi vuracak, ben yine deniz sesi ve kokusunu özleyeceğim, insanlar suratını asacak, ben kızımın gülüşü ile içimi ısıtacağım. Tabi yine istememe hakkım olmayacak, tercih etme, seçim yapma şansım olmayacak, yine ben suçlu olacağım tüm olanlar ve yaşananlardan, yine ben üzmüş olacağım hep başkalarını,yine haksız, haklı olduğunu düşünecek kadar hadsiz, yine iyi bir evlat, iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir kardeş olamamış olacağım . Ama iyi dost olurum bilirsin. Belki ruhuma bunu söylersin.




5 Ocak 2016 Salı

HOŞGELDİN 2016




Şu an nerede olduğunu hatırlayamadığım ama zamanın göreceliğini çok iyi anlatan bir yazı okumuştum. Her insan, her canlı ve her duygu için zaman farklıdır. Sizin için geçmiş olan an başkası için gelecek, bir başkası için şimdi olabilir.

Yeni yıla girişimiz bile öyle değil mi aslında...

Dünyanın diğer ucu yeni yılı karşılarken biz eski yılın son demlerinden yudumluyor oluyoruz. Onların şimdisi bizim geleceğimiz.



Yaş kırk olunca zaman, mekan, an kavramları değişiyor herhalde. Böyle felsefe yüklü bakış açıları daha çok yer buluyor gönüllerde.

2015 çok zor bir yıl oldu benim için. Bu zorlukları hayatın sınavları olarak gördüm. Hepsine, hem kendim hem ailem hem çevrem açısından öğrenilecek derslerimiz olduğu çıkarımına tutunarak yaklaştım.

Yenilikler, değişiklikler hiç bitmedi. Ruh halim ve ruh sağlığımı bu yenilik ve değişikliklerin çok olumlu etkilediğini söyleyemem. Derinine batmamak için tutunduğum dallar haricinde bağlarımı çookk sorguladım bu sene. İnsanların şartlar karşısında nasıl değişebildikleri - kendim de dahil-, "ben" olmanın ne kadar zor olduğu, yaptıklarınızla var olduğunuz ilişkiler, hayat, geçmiş kırk yılım, çocuğumu bekleyen gelecek, insanların yakıştırdıkları, sevdiklerinizin sizi gördüğü yer, görüntünün yanılsaması, dostluğun ve paylaşımların anlaşılamaması bu yıldan öğrendiklerim.

2015 bana hiç bir şeyin kimseye ait olmadığını, hatta hayatınızın bile, öğretti sanırım. 

Mutsuz muyum? İlginç bir şekilde değilim. Tam tersine üzerimde bir hafiflik var ki sormayın gitsin. Herhalde kabul sınırlarımı genişletmemin getirdiği bir hafiflik. 






Tabi ki yeni yıldan dileklerim var, ama maalesef dileklerin ne kadarının olduğunu bilecek yaştayım. O yüzden dileklerle değil de gerçeklerle yaşamak için akıl, huzur, sağlık ve güç istiyorum. Hem kendim hem ailem için...

Hoşgeldin 2016...